11 Kasım 2008 Salı

Her güzel şeyin sonu


Mayıs ayında başlayan tatlı telaş nihayetinde bitti. Aslında onca koşturmaca ve yorgunluğun acısını çıkarmak istiyorduk balonun ardından ama kendi adıma o koşturmacayı özlediğimi fark ettim. Elbette yapılan işin sonucunun, hepimizi fazlasıyla tatmin etmiş olması benim böyle hissetmemde etken. Mayıs ayında başlayan “Cumhuriyet Balosu” heyecanı çok ama çok güzel bir sonla hepimizin yüzünü güldürdü. Darısı gelecekteki güzel 29 Ekimler’e.

Bu bizim için büyük bir fırsattı. Yani yönetimin erken seçilmesi ve tüm yazın bize çalışmak için kalması ile heyecanlı bir telaşa girdik. İyiki de girmişiz... Her ne kadar önce bu kadar önemli bir organizasyona başlamanın tedirginliği olsa da içimde, işlerin yolunda başlaması ile heyecan cesareti de getirdi beraberinde. Elbette beraber çalıştığınız ekibin verdiği pozitif enerji de var işin içinde. Şimdiye kadar Moskova’da geçirdiğim en keyifli yaz oldu bu sayede.

Böyle ayrıntılı ve büyük bir işe girince insan sanki hep birşeyleri unutuyormuş gibi geliyor. Aynı anda birden çok şeyi düşünüp hepsinin üzerinden defalarca geçmek yorgunluk yaratsa da, işin adı “Cumhuriyet Balosu” olunca zaman bir türlü geçmek bilmiyor. Ama aslında çabucak da olup bitiyor. Yani onca ay sadece onu düşün, onun hakkında konuş, gece gündüz kafanda türlü hesaplara gir ve birkaç saatte hepsi bitiversin. Tadı damağımda kaldı resmen. Bir de etraftan güzel yorumlar gelince, keşke henüz bitmemiş olsa diyorum...

Geceye damgasını vuran ise kesinlikle Erol Evgin ve muhteşem ekibiydi doğrusu. Zaten Erol Bey ilk aklımıza geldiğinde, bu programa uyacak başka biri olamayacağını da düşünmüştüm. Zaten öyle de oldu. Muhteşem bir sahne performansı ile balonun adına yakışacak bir coşku yarattılar hem kendisi, hem ekibi. Ardından gelen 1.5 gün gibi kısa bir zamanda ise hem kendisinin hem de ekibindeki değerli müzisyenlerin harika kişilikleri bizleri etkiledi. Moskova’da keyifle gezdiğimiz bu kısa zamandan, öyle sanıyorum ki çok güzel anılar kaldı herkesin aklında.

İşin en güzel yanı ise balonun üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen, hala balodan bahsedildiğini duymak, övgülerini almak ve bunun keyfine varabilmek. Her yıl yaptığı yardım amaçlı organizasyonları ile Moskova Türk Kadınlar Organizasyonunun bu projeyi de başarı ile gerçekleştirdiğini görmek en büyük mutluluğum.

Ama her güzel şeyin de bir sonu oluyor malesef. Sabah erken saatlerde evden çıkmalar, Moskova’nın bazen çileden çıkaran trafiğinde koşturmacalar, hesap-kitap işleri arasında geçen onca ay. Tabi çok keyifli kısımları da vardı. Bu sayede pek çok kişiyle tanıştık, Moskova’da ne kadar güzel ne kadar hoşsohbet insanlar olduğunu gördük. Hele geceye hazırlık telaşı... Sabah erken saatte otelde koşturmaca, ardından havaalanında karşılama, otobüs şoförünün ben ve ekibe sürprizi olan kısa şehir turu içinde eyvah geç mi kalıyoruz telaşları, posterler asıldı asılıyor, ses sistemi... Tabi bayan olunca başka telaşlar da var.. Giyim kuşan, süslen, saç-baş.. Ertesi gün başlayan gezi programı içinde gelişen keyifli saatler. Şimdi geriye baktığımda, kendimi boşluğa düşmüş gibi hissediyorum. Sanki yapmam gereken birşey varmış da unutuyormuşum...

Tüm bunların amacı ise tüm koşturmacalara ve yorgunluklara bedel. Hem “Cumhuriyet Balosu” olduğu için, hem de sonuçta yardıma muhtaç olanları mutlu edeceği için. İşte sırf bu iki önemli sebeb için uykusuz kalabilir, stres olabilir, yorulabilir ve sonunda büyük bir haz duyabilirim, herzaman... Bundan sonra da birbirinden güzel organizasyonlarla hepbirlikte olmak dilekleri ile, herkese sevgiler...

Hiç yorum yok: